Ganire Paşayeva
Diyecek kadar yürekli ve candan duruşuydu. O, haklı olarak ata yurdunu sahiplenmiş, milli acımızı körpe yüreğinde
içselleştirmiş, kırmızı bir karanfil gibi büyütmüştü.
Ayşe Paslanmaz, Anadolu’dan bize çok şey getirdi ve biliyoruz ki bizden de Anadolu’ya çok şey götürdü. Dört
mücessem element… Su, toprak, hava ve ateş insana yetmedi. O mücerret olanın peşindeydi ve şiiri yani sözün
sihrini keşfetti. İşte bu kâşiflerden biridir Ayşe Paslanmaz. O, berrak söz ırmağında testisini doldurmuş bir güzeldir.
Öyle bir çağı yaşıyoruz ki insanlar cansız, kelimeler canlı, insanlar suskun, şiirler avaz. İşte Ayşe Paslanmaz şiiri
lirizmin tüm olanaklarını kullanan yüksek sesli ve duygu yüklü bir şiir. Onun dizelerinde kelimeler birbirine tutunmaya
görsün, yürek meclisinde kelam oluyor. Kelam ki; bir kâmilin elinde şifa olması içten bile değil.
Ayşe Paslanmaz 8.Kapadokya Şiir Şöleni’ni Azerbaycan Dostluk ve Kardeşlik gecesi olarak düzenledi ve bende şair, yazar,
sanatçı Azerbaycan ekibimle birlikte katıldım. 8. Kapadokya Şiir Şöleni o kadar güzel ve etki-liydi ki adeta büyülendim. O
gerçekten bir çok gönülde sevgi ve saygı görmektedir. Başarılı organizasyonları, saygın kişiliğiyle bölgede çok sevilip sayılması,
cana yakın kişiliği yanında harika şiirleriyle gönülleri feth etmiştir.8.Kapadokya şiir şöleninde 9. Kapadokya şiir şölenini
Azerbaycan’da gerçekleştirme kararı aldık.
‘9. Kapadokya şiir şöleni Karabağ’dan Türk Dünyasına Gönül Köprüsü’ adı altında Kapadokya’ya Azerbaycan’ın kapılarını
açmaktan sonsuz memnun olacağımı belirtirim.
Ayşe Paslanmaz Kapadokya’ nın gurur duyacağı insanlardandır. Kapadokya - Azerbaycan köprüsünün kurulmasında
onun emeyi büyükdür. Türk Dünyası ile döyünen kalbinle sevdik seni.
Türk edebiyatı ve şiiri adına Türk dünyası dostluk ve kardeşliği adına teşekkürler Peri Kızı, teşekkürler Ayşe Paslanmaz.
Azerbaycan Milletvekili
Ganire Paşayeva
Ganire Paşayeva
Ayşe PASLANMAZ Türk Dünyasının En Güzel Kültür Elçilerinden Biri ve Güzel Bir Şair, Kalbi Türk Dünyası ile Döyünen Bir Peri Kızıdır
Anladığımı anlatmak, bildiğimi bildirmek için çıktık yola. Biz topraklarımızda dehşeti görmüş, bebelerimize ninni yerine ağıt söylemiş, ölümü de en az hayat kadar özümsemiş bir milletiz. Topyekûn bir uyku hali yaşayan ve eşyanın ruhuna bürünen doğulu ve asil ruhumuzu şehitlerimizin “Allahuekber” naraları ve halkımızın direniş mücadelesi uyandırdı.
Bizler uyanışımıza dil olsunlar diye; ruhu da, bedeni de bizden olan bir grup gazeteciyi ve yazarı Azerbaycan’a da-vet etmiştik. İşte onlardan biriydi Ayşe Paslanmaz Hanım. Onu farklı kılan; “Ben Can Azerbaycan’ı yüreğime iliştirilmiş kırmızı bir karanfil gibi ömrümce taşıyacağım.”
Anladığımı anlatmak, bildiğimi bildirmek için çıktık yola. Biz topraklarımızda dehşeti görmüş, bebelerimize ninni yerine ağıt söylemiş, ölümü de en az hayat kadar özümsemiş bir milletiz. Topyekûn bir uyku hali yaşayan ve eşyanın ruhuna bürünen doğulu ve asil ruhumuzu şehitlerimizin “Allahuekber” naraları ve halkımızın direniş mücadelesi uyandırdı.
Bizler uyanışımıza dil olsunlar diye; ruhu da, bedeni de bizden olan bir grup gazeteciyi ve yazarı Azerbaycan’a da-vet etmiştik. İşte onlardan biriydi Ayşe Paslanmaz Hanım. Onu farklı kılan; “Ben Can Azerbaycan’ı yüreğime iliştirilmiş kırmızı bir karanfil gibi ömrümce taşıyacağım.”
