Halk şiirimizin özellikleri başında Türkçe gülümsüyor. Bu özelliği Peri Kızının dilinde de görüyoruz.
Kalabalıkları millet haline getiren bir başka önemli özellik, din duygusudur. Dinsiz millet olmaz. Peri Kızının YA
MUHAMMED şiirinde, milletimizin sevgili Peygamberimize bakışı, bağlılığı, olduğu gibi ortaya koyulmuştur.
Halk şiirimizin bir başka özelliği, tarih şuurumuzdur. Tarih şuuruna sahip olmayan milletler, akıllarını kaybeden
insanlara benzerler. Peri Kızı’nın: Sarı Kamış Destanı, Çanakkale Destanı, Kahraman Şehir, Al Bayrağım gibi şiirleri,
bizi tarih şuurumuzun aydınlığına götürmektedir.
Biz dünyanın en büyük imparatorluklarını, en önemli devletlerini kuran bir milletiz. Dünden bugüne, 117 devletin
ismi altında, milletimizin büyüklüğü karşımıza çıkıyor. Yahya Kemal’in ifadesiyle; Mahzun sınırlarımızın ötesinde de
milletimize mensup topluluklar yaşıyor, onlara kayıtsız kalamayız. Peri Kızının Azerbaycan şiiri, bizim gibi Oğuz
boylarından olan ve oğuz Türkçesiyle konuşan soydaşlarımıza açılan bir penceredir.
Ayşe Paslanmaz’ın bana göre takdir edilecek, alkışlanacak özelliklerinin başında, Onun yüzde yüz memleketçi
vatansever bir şaire olması gelmektedir. Faruk Nafız Çamlıbel bir şiirinde diyordu ki:
Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz.
Arkadaş biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz!
Ayşe Paslanmaz, kendi duyguları yanında, ‘ yazılmamış bir destan gibi duran Anadolu’muzu, bizim kültür köklerimizi,
tarihimizi, çeşitli mukaddeslerimizi.. aşkla seven bir şairemiz . Bunlar çok mu önemli? Diyeceksiniz. Elbette çok
önemli. Bu vatanı, bu milleti, bu milletin kültür köklerini sevmeyen bir kimse, dünyanın en büyük şairlerinden,
yazarlarından biri olsa bile, bize hiçbir faydası olmaz, olamaz.
Ayşe Paslanmaz ( Peri Kızı) gerçekten çok zor bir yola tek başına çıkıyor. O, serbest vezinde yazan şairlerin
rahatlığı içinde değildir. Evvela, bir takım kaidelerle sıkı sıkıya bağlıdır. Sonra, binlerce yıldan beri süregelen halk
şiirimizde, binlerce defa kullanılan kafiyelerle yazmak mecburiyetindedir. Mesela, bir şiirinde Baktım ayağını ilk adım
olarak seçerse, ondan sonraki adımlarını - mısralarını - mutlaka yaktım-taktım-aktım-çaktım-uzaktım-çıraktım… gibi
tam kafiyelerle atmak mecburiyetindedir. Ama bu ka-fiyeler de, kendisinden önce gelen şairler, şaireler tarafından
binlerce defa kullanılan kafiyelerdir. Belirli kelimelerle, kafiyelerle duygularımızı farklı şekillerde ortaya koymak kolay
değildir.
Bu zorluklar içinde bulunması rağmen bu kitapta Peri Kızı’nın çok güzel şiirlerini bulacaksınız.
Onun gönül şiirleri de, halk edebiyatımızın zengin kaynaklarından süzülüp gelmektedir. Kitaba adını veren şiiri olan:
Yaşa Sevdiğimin altına öyle sanıyorum ki, siz de kendi adınızı yazmak istersiniz.
Bu bakımdan şiirde zoru fakat güzeli seçen Peri Kızını tebrik ediyorum.